AKP himayesinde Kürdistan

Tezkereyle birlikte adım adım bir “normalleştirme” çalışması yaptıkları için, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç‘ın şu sözleri pek dikkat çekmedi ve tepki görmedi: “Kobani’deki Müslüman Kürtlere yapılabilecek tüm insani yardımları yapacağız. Siyasi ve stratejik anlamda da inşallah elden gelen herşey yapılacak ama onlardan bir isteğimiz var. Şöyle bir geriye dönüp bakın bakalım. Kobani’de IŞİD karşıdan gelirken siz niye öbür kantona geçmediniz? Sizin bir de Cezire kantonunuz vardı. Niye Haseke’ye geçmediniz de Türkiye’ye döndünüz? Çünkü sizi korursa ancak Türkiye korur. (…) İnşallah yarınlar güzel olacak. Kobani’de mücadele edenlere başarı dileriz.

AKP-PYD İTTİFAKI

Sadece bu sözler bile AKP-PKK ortaklığının ve Açılım’ın bitmediğini, AKP tezkeresinin hedefinin Kürt Koridoru’nu engellemek olmadığını göstermeye yetiyor.

Kürt Koridoru’nun en somut ifadesi olan Ayn el Arap’ın Kobani’leştirilmesi normalleşmiş ve hükümetçe oraya PKK gibi Kobani denilmekte… Hükümet, PKK-PYD kantonlarını kabullenmekte…

AK-Medya “Kürt siyasi hareketi”, AKP de “Müslüman Kürtler” diyerek PKK-PYD’yi adım adım “meşru” ilan etmekte…

IŞİD Ayn el Arap’ta Türk obüsleri tarafından vurulmakta ve gazetelere “ama YPG hedefleri de vuruluyor” gibi “dengeci” haberler servis edilmekte…

Geçen yıl Hakan Fidan ve Ahmet Davutoğlu‘yla görüşüp kanton vizesi alan PYD lideri Salih Müslim yeniden Türkiye’de ağırlanmakta… HDP yetkilileri bunu AKP’nin politika değişikliği olarak okumakta ve olumlu bakmakta…

Açılım yasallaşmakta, genişlemekte, bölgeselleşmekte… PKK’nin kazanımları resmi gazeteye girmekte… Öcalan‘ın mesajı TBMM’den okunmakta…

BARZANİSTAN’I KİM İNŞA ETTİ?

Evet, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç‘ın sözleri AKP-PKK ortaklığının ve Açılım’ın bitmediğini, AKP tezkeresinin hedefinin Kürt Koridoru’nu engellemek olmadığını gösteriyor. Tersine Arınç‘ın sözleri, “AKP himayesinde Kürdistan” hedefine işaret ediyor!

Ve sadece Arınç değil, PYD’yi kastederek “Suriye Kürtleri doğal müttefikimizdir” diyen diğer Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da, “Kobani’nin düşmemesi için ne gerekirse yaparız, tezkere Açılım’ın garantisidir” diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu da “AKP himayesinde Kürdistan” hedefine işaret etmektedir!

Daha önce bu köşede bir kaç kez işlemiştik: ABD’nin 60 yıllık “Büyük Kürdistan” projesi inişli çıkışlı ilerleyerek gelişti. Büyük Kürdistan’ın ilk parçası ABD’nin Irak savaşlarıyla bu ülkeden koparılmaya çalışılan Irak’ın kuzeyiydi.

Peki güneyinden Bağdat’ın, Batı’sından Şam’ın ve Doğu’sundan İran’ın kıskacındaki bir yapı bölgede nasıl yaşardı? Washington’a göre Türkiye himaye ederse…

Peki Türkiye, son tahlilde kendisini de küçültecek bu projeye nasıl ikna edilirdi? ABD’nin çantasında Batıcılar için Kerkük-Musul petrol havucu, daha bölgeci olanlar için de Türkiye’yi büyütme, sınırları genişletme hayalleri vardı! Bir de kriz sopaları tabi!

Ve Türkiye bir ölçüde ikna edildi de… “Türkiye himayesinde Kürdistan” uygulandı ve Ankara’nın Barzanistan’ın inşasındaki katkısı, ABD’yle yarışır hale geldi!

KÜRT VE SÜNNİ PARÇALARA BÖLMEK

Oyun aslında o kadar basit oynanıyor ki, ABD bu şablonu 1986’dan beri döne döne uyguluyor!

Bugün de “Türkiye’yi Kürtlerle büyütmek”, “Kerkük’ü almazsak Diyarbakır’ı veririz” gibi kulağa hoş gelen sözlerle kamuoyu “Türkiye himayesinde Kürdistan” tezinine ikna edilmeye çalışılıyor. Ve burası ABD’nin ana hedefiyle, AKP’nin hedefinin buluştuğu nokta oluyor aslında…

Kuşkusuz AKP’nin “Yeni Osmanlıcılık” siyaseti sonuçları itibariyle Büyük Kürdistan’dır ama aynı zamanda bölge ülkelerinde İhvan iktidarlarının kurulması ve bunun bir kuşağa dönüştürülmesidir. Gerçekte AKP’nin asıl ilgilendiği de budur!

Türkiye’den başlayarak, Suriye, Irak, Ürdün ve Mısır’a uzanan İhvan diktatörlükeri kurmak, Erdoğan’ların en büyük hayaliydi.

Bu tabloyu tamamlayabimek için Irak’ın ve Suriye’nin bölünmesine destek verdiler. Çünkü bu ülkelerden Kürt parçaları koparılınca, İhvan’ın hakim olabileceği Sünni parçalar da oluşacaktı!

ABD bu örtüşmeyi döne döne kullandı ve kullanıyor.

Peki bu sarmaldan çıkış yok mu? Hem bölge ülkelerinin ama hem de Kürtlerin lehine çözümler yok mu? Elbette var ve o çözümleri burada tartışacağız.

Mehmet Ali Güller
Aydınlık Gazetesi
7 Ekim 2014

 

  1. Yorum bırakın

Yorum bırakın